6 Mayıs 2016 Cuma

ELMA SİRKESİ VE CİLDİMİZ

Gece yatmadan önce bir litre kaynatılıp az soğutulmuş sıcak suya koyduğumuz yarım çay bardağı elma sirkesi karışımını cam kaseye hazırlayın. Küçük bir yüz havlusunu bu suyla komple ıslatıp, fazla suyunu sıkıp yüzümüze kapatalım. Havlu soğuyunca işlemi üç, dört, beş kere tekrarlayabilirsiniz. Sorunlu, akneli, koperozlu, kimyasal işlem görmüş, alerjen ciltler yapmasın. Haftada veya on günde bir, 2-3 gece tekrarlayın. Cildiniz eskisinden çok daha parlak bir görünüme kavuşur. Hassasiyet hissettiğiniz an işlemi bırakın.

PAÇA ÇORBASI VE BARFİKS

Son haftalarda iki takıntım var. Birincisi çok sıklıkla "paça çorbası" içiyorum. Bazen ağzımda büyüse de. Onunla aramda bir bağ kuruyorum, tabağıma göz kırpıyorum😂. Napayım başka türlü çekilmiyor. Olsun çok faydalı, kemiklerimizi kalkan gibi koruyor. İkincisi barfiks kullanmak. Basit bir aparat, koridora takılabilir. Bel, sırt, göğüs ve kol kaslarımız güçlensin. Biz hanımların kolları genelde güçsüzdür. Başta çok zor oluyor ancak alışılıyor. Kolay, ucuz, pratik hiç de zaman almıyor. Aman kendinizi fazla zorlamadan.


EDEBİYATIMIZIN TEMEL TAŞLARINDAN "KÜRK MANTOLU MADONNA"


Türk Edebiyat tarihinde çok ayrı bir yeri olan, 1948' de yani daha 41 yaşındayken şaibeli vefatı ile kısacık ömründe büyük eserler bırakmış insan Sabahattin Ali' nin müthiş kitabı. O yıllarda yazdıklarından dolayı ya hapishane günleri ya da fakirlikle geçen öğretmenlik yılları. Sinop hapishanesinde yazılan 'başın öne eğilmesin, aldırma gönül' hep bir içimizi burkmaz mı? Bu kitap da içimde kaldı, aklımda yer etti. Kalp gözümüzü açan, insanlara daha derin baktıran kitap...


Peki ne öğrendim?

Hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını, herkesin tutkusunun kendisine ait, unutamamanın kitabı olduğunu,

Kişilerin aşk ve ölüm karşısındaki çaresizliğini, yazarın insan psikolojisi ve davranış modellerini hem de hiç sıradan olmayan bir anlatımla çözdüğünü,

Raif Bey' in kendi kurduğu küçük dünyasına hapsoluşunu, görünürdeki hayatının ne kadar fakir ve sıradansa, iç dünyasının bir o kadar zengin ve sıradışı olması çelişkisini yani aslında herşeye inat kendi dünyasında avunmasını, ne kadar değil nasıl sevdiğini öğrendim.

Küçümsediğimiz, hor gördüğümüz, basit bulduğumuz, bize sıradan gelen herhangi bir insanın da ne kadar zengin bir iç dünyası olabileceğini kavramamızın en güzel ve şaşırtıcı örneklerindendir Raif bey...

Aşkın hallerinden acıklı bir öğleden sonrasıdır ve bir gecede okunasıdır roman. Yıllar sonra bile aklımıza geldiğinde içimiz kıyılır. Onun yanında durup o tabloya bakmışsınızdır siz de. Ya da sokakta gördüğünüz duman rengi paltolu düşküne acımışsınızdır da para vermişsinizdir. İliklerine kadar aşkla sınanmış bir kalbin nasırlı ellerine bir şarap parası bırakıp yürümüşsünüzdür....










2 Mayıs 2016 Pazartesi

"HERŞEYİN TEORİSİ" FİLMİ


Çok etkilenerek izlediğimi söyleyebilirim. En dikkat çekici cümle şuydu : İlk tanıştıkları zamanlarda kız soruyor Stephen Hawking' e "Neden Tanrı'ya inanmadığını söylemedin?". Cevap: "Bir fizikçi, doğa üstü bir yaratıcının, hesaplamalarını bulandırmasına izin veremez."


Ne desem, nerden başlasam bilemiyorum. Düşünsenize dünyanın en saygın üniversitesinde en parlak öğrencilerdensiniz, önce Oxford sonra Cambridge derken bir anda 21 yaşında patlak veren ALS yani bir nevi "motor nöron" hastalığı. Beyin dışında sinir sistemini giderek felç eden bir rahatsızlık ve tedavisi yok. Film, fizik alanında Einstein' dan sonra dünyaya gelmiş en büyük bilim adamı kabul edilen Stephen Hawking'in ilk eşi Jane Wilde ile üniversitede tanışıp, yirmi beş yıl evli kalmalarının hikayesi. Hawking'i canlandıran oyuncu Eddie Redmayne o kadar iyi oynamış ki, 2015 en iyi erkek oyuncu ödülünü kaptı. James Marsh' ın yönettiği film, Hawking'in bilimsel başarıları, kendisi ve eşinin bu ilerleyen rahatsızlığından dolayı yaşadığı zorlukları gayet iyi dengeleyerek aktarmış. Karısı, eşinin yemeğinden banyosuna, okula götürülmesinden bilim alanındaki çalışmalarına kadar eli ayağı oluyor. Karısı olmasaydı bu bilim insanı bu kadar yaşayabilir veya bu kadar başarılı çalışmalar yapabilir miydi? Yürek burkan da bir film. Sonrası mı onu da siz izleyin ve görün.


"HERŞEYİN TEORİSİ" aynı zamanda Stephen Hawking'in bir eseri. Fizik profesörü bu kitabında, genişleyen evren, kara delikler, evrenin kökeni ve geleceği, zamanın yönü ve boyutları, büyük patlama, termodinamik yasaları, genel görelilik teorisi gibi birçok havada asılı kalan soruları, bilimsel kanunlarla ayakları yere basar hale getirmiştir.