28 Kasım 2016 Pazartesi
VAROŞ - VAROŞLUK - VAROŞ OLMAK
Gecekonduda büyümek, kırsalda doğmak ya da kısıtlı bir bütçeyle yaşamak zorunda olmak mı varoşluk? Ya da daha ilk zorlukta bırakıp terkettiğin topraklarının o güzelim geleneklerini unutmak mı?
Çok okul okumuş olman, çok varlıklı olman da bu gerçekliğin üzerini örtemez. Peki o zaman nedir sorunun, seni daha az incitmesi mi barksızlığın? Öğretmeninin daha ilkokuldayken "eviniz kaç oda sorusu mu?" incindiğin. Haklısın zamanının önemli bir bölümü büyük şehrin başdöndürücülüğü ile kendin arasında derin bir "kendini arayış" ile geçmiştir belki. Hep karşı çıktığım bu ayrıştırıcı ifadeye son zamanlarda pek bir takmış durumdayım.
Söyleneni yanlış anlarsın çünkü para dışında hiçbir değer ölçütüne sahip değilsin. Kadınlara zerre saygı duymazsın. Varoşluk, bence özürlü doğmuş bir çocuk gibidir. Hep tutturulamayan bir ölçüsüzlük vardır ; arkadaşlıkta, eğlencede, saç - giyim stillerinde. Herşeyin janjanlı dört dörtlüktür de tek bir sarfettiğin kelime herşeyleri ele verir, sen yine farketmezsin. Maddi bir ayırımcılık değil ifade etmek istediğim. Peki bundan bana ne o zaman. Çünkü o kadar çoksunuz ve her dakika hayatlarımızın içindesiniz ki! Aslında bizlere ve topluma büyük bir manevi yüksünüz. Keşke çiğliğinin, kompleksinin farkında olabilse, yamalı bohça ruhunu bir özgür kılabilse, işte o zaman tam anlamıyla olduğunu iddia ettiği gerçek demokrat, gerçek hümanist bir zihniyete kavuşmuş olacaktır. Bir özgür kılabilse...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder