23 Haziran 2016 Perşembe

MESELE KAZANMAK DEĞIL BİR ULUSUN KAHRAMANI OLABİLMEK? BİR EFSANE "AYRTON SENNA"


Uzun süredir bir paylaşımda bu kadar heyecanlandım. Bu bir film değil sonu itibarıyla de bizi darmadağın eden, kalpleri sıkıştıran duygusal bir yolculuk. Otoritelerce gelmiş geçmiş en büyük yarış pilotu olarak kabul edilen Senna, 1994 yılında, 34 yaşında yarış  esnasında direksiyon milinden kopan bir kaynak parçasının başına saplanması sonucu öldüğünde, 3 kez Formula 1 şampiyonluğu elde etmişti. Brezilya' lı varlıklı bir aileden gelen alçakgönüllü, utangaç, devamlı tanrı inancını vurgulayan, ülkesine milyonlarca bağış yapacak kadar vatansever bu insanın belgesel ve çoğu arşiv görüntülerini izlerken rekabetin sadece pistte olmadığını, federasyonla olan çekişmelerinde görüyoruz. O dönem, F1’in bozuk düzeni ve adaletsizlikleriyle korkusuzca mücadele eden,  para - siyaset - entrikalar dünyasında çoğu engellemelere rağmen inanmadığı durumlarda da sözünü esirgemeyen bir karakter.


2011 yapımı ödüllü ve çok ses getiren biyografi filmin yönetmeni Asif Kapadia. Yarışlara ilk başlaması, yükselişi, dünya şampiyonu Alain Prost ile rekabeti, ülkesi Brezilya' da insanların fakirlikten kırıldığı askeri diktatörlük döneminde halkına bir umut ve sevinç kaynağı olması çok iyi bir kurguyla anlatılmış. Sadece büyük bir yarışçı değil aynı zamanda bir ulusun kahramanı. Cenazesinde sokak röportajlarını izlerseniz ne demek istediğimi anlarsınız. Ölümünden sonra ailesinin adına kurduğu vakıf 12 milyon çocuğa sahip çıkmakta. Mesele kazanmak değil anlasanıza. Üstün ve korkusuz pilotluk kabiliyeti değil sadece konu, kişilik özelliğin, sahip olduğun yüksek değerler. Pistte kaza olduğunda diğerleri tam gaz yarışa devam ederken bizzat aracını durdurması ve rakibini gidip görmesi, duygusal olarak etkilenmesi benim dikkatimi çeken detaylar. Öldüğü son yarışta Michael Schumacher' in aracını durdurmaması ilginç. Senna' nın ölümüyle meydanın Schumacher' e kaldığı konusu da spor yorumcularının ortak fikri.


Beni en çok etkileyen mücadeleci ruhu ve kabına sığamayacak kadar bu spora gönül vermiş olması. Bir yarıştan sonra kendisini o kadar kaybeder ki araç durduktan sonra ellerini direksiyondan parmak parmak kurtararak ayırırlar. Bu nasıl bir hırs, motivasyon, kazanma ve mücadele örneğidir?

Mesele kazanmak değil anlasanıza. Kimdi kahraman? Başkasının rüyasında bile göremediğini hayal edip gerçekleştirebilendi.. Kendi işini en iyi şekilde yapan, bunun için fedakarlıktan kaçınmayan, zorlukları bahane etmeyen insandır kahraman, yeri geldiğinde herşeyi geri plana atıp, kendinden önce başkasını, takımını, ülkesini, menfaatini, okulunu, adaleti öne alabilendir, kahraman..Bilmem anlaşıldı mı????


6 Haziran 2016 Pazartesi

ELMA YAĞI


Ne kadar eski insanlar gibi yaşayabilirsek bir o kadar sağlığın yolunu bulabiliriz ya da ileride olabilecek sorunları biraz daha öteleyebiliriz gibi geliyor. Elbette bunun zorluğunun farkında olsak da halatın bir ucunu yakalamaya çalışalım. Artık, uzun yıllar "kocakarı ilacı" diye baktığımız biraz da geç keşfedilmiş şifalı otları ve yağları hayatımıza mutlaka sokmalıyız. Ve bunların satışı kesinlikle eczanelerin kontrolü altına girmeli. Çok farklı fiyat skalalarında ve birçok farklı marka ismi altında satılan ürünler kafa karışıklığı yaratmakta. Her zaman biraz pahalı olsa da eczanelerde satılan yağ markaları daha güvenilir.


Elma yağı bebeklerde, inceltilmesi koşuluyla gaz sorununu, karın ağrılarını giderir. Mikrop öldürücü özelliğinden dolayı yaraların iyileşmesinde faydalıdır. Kuru - çatlamış ciltleri onarır, sivilce tedavisinde etkilidir. Saça parlaklık ve yumuşaklık veren özelliğe sahiptir. İdrarı artırır, aşırı terlemeyi önler. Suya damlatılarak içilir. Daha da bu faydalar devam eder gider. Güvenilirlik açısından, elma cenneti Amasya' ya yolunuz düşerse alabilir ya da tanıdıklarınız varsa getirtebilirsiniz.