7 Temmuz 2015 Salı

ÇINARCIK ; Dışardan bakınca anlaşılamayan, yaşayınca vazgecilemeyen...


Toprağından bereket fışkıran, bir yanın alabildiğine deniz, öbür yanın alabildiğine orman olan, şifalı thermal kaplıcam, bunalınca İznik gölü ya da Bursa'ya kaçabilme ihtimalim, etinin,kekiğinin lezzeti bile çok farklı kasabam. Boşalan reçel kavanozlarım bekle... Kızılcık ve kokulu çileğinden reçel, sarı eriğinden marmelat yaptığım, köylü pazarım bekle. Her derde deva kestane balım, tarhanam, salçam, asma yaprağım ve sayamadıklarım... Deniz otobüsüyle ulaşımım, seninle simgeleşen ve müziğin hiç susmadığı Kio barım, seyyar köftecim, bir tarih yazacak kadar eski Sabri Balkan dondurmacım, güne sağlıkla uyandığım sabah yürüyüşlerim, çınar börekcim, yüzmeye iki dakikada inebilme lüksüm, sıkılınca Yalova'ya varışlarım, aydın insanlardan oluşan kasabalılar ve beni yıllardır bağrına basan herbiri farklı şehirlerden gelmiş tam bir kültür mozaiği komşularım. Şile sert kuzey rüzgarlarımsa, Çınarcık dingin, mütevazi Anadolu kasabam. En zorlandığımda, kendimi sende bulduğum ve birlikte aldığımız kararlarda hiç yanılmadığım, iyileştirici gücüne hep inandığım, şifa kaynağım. Bekle, geliyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder