1 Nisan 2016 Cuma

EN YÜKSEK DOZDA KAN İÇEREN DİZİ : " SPARTACUS : KAN VE KUM "


Şiddet sahnelerinde yüz derisi yüzülebilir, uzuvlar etrafa saçılabilir, karından fışkıran bağırsaklar gösterilebilir. Gelmiş geçmiş diziler arasında cinsellik, kan, şiddet hatta vahşet dozu en yüksek olanıdır. Kılıç, kalkan, vahşi hayvanlar, yaralı bedenler dizinin değişmez unsurları. Roma' nın toplumsal kast sistemi ile, köleler, askerler, tüccarlar ve asiller arasındaki uçurumu çok net görürsünüz. Entrikanın en büyüğü döner. Senaryo o kadar sağlam ki başlayınca her seferinde "e bu kadarı da fazla" dersiniz de yine de izlemekten kendinizi alamazsınız. Çekim ve efekt kalitesi doruklardadır.


İlk diziye başladığımda yadırgadım, bir sevemedim, kan ve vahşet sahnelerinde gözlerimi kapıyordum. Sonra hikayenin içine girdikçe ben de gaza geldim, yani hiç bir bölüm kesmedi bizi. E şirinler köyünü anlatmıyorlar sonuçta hikayenin ana merkezi 'Roma İmparatorluğu'.



Dizi tarihsel bir karakter olan Trakyalı asker Spartacus'ün köle olmasını ve bir gladyatöre dönüşümünü anlatır. Düşman Getaelar'a karşı savaşmak için Roma ordusuna katılan Spartacus, dönüşünde düşmanın köyünü mahvettiğini görür. Karısı da köle olarak Suriyeli bir tüccara satılmıştır. Artık intikam zamanıdır. Zaman Milattan Önce 73-71 yıllarıdır. Roma'nın arenaları alışıldık sahnelerdir ancak ya o yeraltı dünyası dövüşleri ? Bence şiddetin en tepe noktası, beyninizi, idrak etme gücünüzün sınandığı sahnelerdir. Bir yandan vahşet ve barbarlık zihnimizi, algımızı zorlarken, diğer yandan başrol oyuncularının da bir o kadar hisli olduğuna tanıklık ederiz. Popüler kültür dizilerinin en iyi örneklerindendir. Gelmiş geçmiş en cesur dizidir. Nokta.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder