13 Ocak 2016 Çarşamba

ALKOLÜN YARARLARI


- "Günlük hayatın sıkıntısından biraz silkeler insanı, herşeyin aynı olmasından. Kişiyi bedenin ve aklın dışına çıkarıp duvara yapıştırır. Sanırım içmek, ertesi sabah tekrar hayata dönülebilen ve her gün tekrarlanabilen bir intihar şeklidir".
- "Alkol özgürlüktür benim için, çünkü ben esas olarak içine kapanık mahçup biriyim. Oysa alkol bana bir kahraman olma, pervasızca işler yapıp uzay ve mekanda uzun adımlarla yürüme fırsatı tanır."            
                                                                                                                         Charles Bukowski

Herşeyi unutturur, çevreyi takmazsın ve sonsuza kadar mutlu olacakmışsın gibi gelir. İtirafları kolaylaştırır, keyif verir, yatıştırır. Dozunda alındığında, canlılık verir, insanı iyimser, neşeli ve konuşkan yapar. Kişiler arası ilişkileri kolaylaştırır, çekingenligi giderir, kendine güveni artırır. Sıkıntıları unutturur, gerginliği ortadan kaldırır. Kan yapar, kafa yapar, öksürüğe iyi gelir, ısıtır, damar ve nefes açar, yok efendim böbrek taşı düşüttürür. Bak sen, daha neler. Mış, muş..


Hiç içmemiş ve kokusundan, tadından nefret eden biri olarak derim ki "içmeyiniz". Evde her tür kadeh takımları vardır da hala hangisi neye kullanılır tam bilmem. Beyin lobum bu bilgiye kapatmış kendini, ne yapayım. Zararlarını saymaya parağraflar yetmez. Mutluluğu ve keyfi hayatın farklı açılımlarında arayınız. Beyin hücrelerim benim çok değerli, ölünce yerine yenisi gelmiyor biliyorsunuz. Bedenimiz ve aklımız bize tabiatın bir armağanı ve de bir emanet. İnancım gereği mi? Öncelikle kendime ve çevreme verdiğim değer ve saygı gereği bu böyle. Yok ben az içiyorum, yok sosyal içiciyim. Geçiniz bunları. Bu kendini kandırmaktan başka bir işe yaramaz. Bu işler hep bu illüzyonla  başlar. Elbette kendini sınırlayabilenlere sözüm olmaz.

Hele kadınları bu konuda hiç anlayamamışımdır. İyi cesaret. Sen kendini yavaş yavaş bitiriyorsun, bağışıklık ve sinir sistemini çökertiyorsun. Asıl gerçek geri dönüşlerle yaşın ilerledikçe daha iyi yüzleşeceksin ve artık ne yapsan da geri dönüşü olmayan bir yola girmişsindir. Sonucu hiç de iyi olmayan, çok karanlık ve dar bir tüneldir bu. Cilt analizlerinde iyice öğrendim, kadın veya erkek içenle içmeyen çok bariz metrelerce uzaktan dahi anlaşılabiliyor. En olmadı gözlerin seni ele veriyor. Anlamadığım bu kadar mı, iradene sahip olamıyorsun? Bence bu basit konuda bile zayıfsan hiçbir şeyine de sahip değilsin. Söylediklerin de inandırıcı değil, sana saygı duymamı, seni dinlememi veya ciddiye almamı bekleme benden. Ha kızabilirsin, hatta sayfamdan hemen uzaklaşabilirsin. Ben hayatın realitesindeyim, duygusallığında veya postmodernliğinde değil. Arabesk, sadece öyle dinle ve geç şarkılardan ibarettir bende. Çok sevdiğim Müslüm abimdir. Modern olduğunu iddia edip, acıma ve acındırma tavırları içeren, masa başında dünyaları kurtaran arabesk tavırlar veya söylemler hele hiç değildir. Bu dünyada, ne acılar yaşayan insanlar var, dön bir bak, biraz empati yap. Bir coğrafyada evini terketmek zorunda kalanlar, hergün bomba, silah sesleriyle yaşamak zorunda kalanlar, bir diğerinde hergün açlık sınırında yaşayanlar...



Aman ya da ne istiyorsan onu yap, herkes kendinden sorumlu nasılsa. Sen kendini kendinde tüketmeye devam et. Bence hiç sakıncası yok. Başına gelenlerde benden bir merhamet veya acıma hissi bekleme. Sakın anlatma, dertlenme ve de sızlanma. Bunları dinlemeye vaktim bile yok. Çok katıyım bu konuda. Derler ya "mezardan babam çıksa" bile bu böyledir. Arkadaşım veya akrabam hiç farketmez. Allahın işine karışılmaz tabi ki ancak ileride olacak olanlar için "oh çok iyi olmuş, pek de güzel olmuş" diyeceğim ve arkamı dönüp yoluma devam edeceğim.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder