6 Aralık 2015 Pazar

ÖNYARGILI OLMAK ÜZERİNE


Geçen sabah minibüsde giderken yanımda oturan üniversite öğrencisi olabilecek yaşlarda bir çocuğa gözümün ucuyla ters ters bakıp, içimden söylenmeye başladım. Nasıl bir balık kokusu burnuma vuruyordu anlatamam. Evet evet bu koku balık kokusuydu. Önyargılarım devreye girmişti, durumu çözmüştüm, akşam balık yemişti, hatta yanında belki de soğan! Bu büyük şehrin kaderi miydi bilinmez, ancak devlet yurtlarında kalan özellikle erkek öğrenciler pek bir fena kokardı, hepsi için değil bu sözler tabi. Şartlar öyle gerektiriyordu. Siz de üniversitede yüz erkek öğrenci arasında sadece yedi sekiz kadar kız öğrenci olsaydınız ne demek istediğimi daha iyi anlardınız. Erken bir saat olduğu için midem bulanmaya başladı. Bir de hava yağışlı olunca normal olan bir koku bile sanki daha da keskinleşebiliyordu havada. Ya da ben öyle algılıyordum. Tahminler arka arkaya, 'ayy bu maklube de yiyiyordur erkek yurdunda' falan.

Koku duyusu beni çok fazla yönetir. Yemeği herkes önce ağzına götürür ben burnuma. Bazen sofralardan aç kalkarım bu yüzden ya da bir ortamı terkedebilirim arkama bakmadan. Neyse aynı durakta indik ve farklı yönlere doğru yürüdük. Ancak birşey oldu, koku benimle beraber geliyordu sanki. Duraladım ancak olamazdı, ne alakaydı? Dikkat ettim bir de, yürürken saçım savruldukça koku, daha bir katmerleniyordu sanki. Balık yemediğime emindim de bu nasıl olabilirdi peki? Birkaç dakika düşündüm. Bulmuştum, akşam saçıma protein maskesi yapıcam diye yumurta sarılı saç maskesi karışımı yapmıştım. O kadar da şampuanlamıştım oysa. Son durulama suyuna bir de sirkeli su yapınca, oh oh kokular maşallah, evlere şenlik. Yumurta sarısı ile sirkenin muhteşem düeti. Bekleyince ertesi güne, balık kokusunu andırıyordu evet.

Utandım kendimden ve önyargılarımdan. İçimden özür diledim o çocuktan. İftira etmiştim sonuçta, içimden öyle geçirmiştim. Ön yargılı olmak, önyargılı olunan şey hakkında bir şey bilmemekten sadece yaptığı çağrışımdan meydana gelirmiş. İnsanın hayatı boyunca çok zor belki de asla kurtulamayacağı kötü bir alışkanlık.

Yıllardır çok satanlar listesinden inmeyen ve İngiltere'de bir kült haline gelmiş Stuart Sutherland' in 'İrrasyonel' adlı kitabında da bahsettiği gibi "önyargı olgusu" insanın doğasında vardır. Çoğu zaman farketmeyiz bile ama kafamızda direk dış görünüş olsun, bir hareketi olsun bilinçaltımıza işlemiş mekanizma devreye girer ve karşımızdaki kişiye bir yafta yapıştırırız beynimizin içinde. Bizim toplumumuzda bu çok daha belirgindir. En rasyonel geçinenlerimizin bile zaman zaman yaptığı saçma bir davranıştır aslında. Yapmayalım, yapıldığına şahit olunduğunda karşı çıkalım. Başarabilirsek tabi !!!!



3 yorum:

  1. Koku duyusu insanı ne hallere sokar inanın çok iyi anlıyorum sizi, beni de yönetir çoğu zaman. O yumurta sarısı maskesi de pek kötü kokar, size siyah turp maskesini de öneririm. Asıl mevzuya gelince; önyargılar maalesef bilinaçltımızın bir parçası ve tüm canlılarda var sanırım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet haklısın ve bizler toplum olarak önyargıyı çok fazla hayatımıza sokuyoruz. Güzel yorumun için teşekkürler.

      Sil
    2. Evet haklısın ve bizler toplum olarak önyargıyı çok fazla hayatımıza sokuyoruz. Güzel yorumun için teşekkürler.

      Sil