11 Aralık 2015 Cuma

CHASING ICE : "BUZUN PEŞİNDE"


Dünyayı insanoğlu olarak nasıl kendi ellerimizle bitirdiğimizin hikayesi. Görünen o ki hep beraber elbirliğiyle dünyayı yok etmeye devam edeceğiz, ta ki büyük bir afet insanların büyük bir kısmını yok edene kadar. Kibar veya ortalama cümleler kurmayacağım, bilakis sert, vurucu, eleştirel ve dokunaklı ifadelerim olacak. Yığınla ödülü kucaklamış bir belgesel filmden bahsetmek istiyorum. Zamansızlıktan kaç gündür izlemek için fırsat kolluyordum. Eğer izlemezsek insanlığımız yarım kalır, tamamlanamayız. O kadar yani. Elin oğlu idealist, çalışıyor, tarihe geçecek kadar insanlığa faydalı bir katma değer yaratıyor. Buna nasıl saygı duyulmaz? Hep kendi dışımızda olan bitene mevcut sessizliğimiz, duyarsızlığımız nereye kadar? Dar bir dünya görüşüne hapsolmuşluğumuz, aynı gündemlerle boğulmuşluğumuz, hep ayı, haftayı kurtarma telaşlarımız ve sığlığımız. Kısa vadeli menfaatlerimizin peşinde koşma halimiz. Bu ülkede yaşamak hep aynı filmi geriye sarıp sarıp izlemek. Arada gündemimizi değiştirelim derim.


Bu sadece bir belgesel değil, James Balog ve ekibinin Iceberg' lerin olduğu yerlere 25 tane kamerayı koyarak, 5 yıl boyunca binlerce kere fotoğraflamayı başararak, küresel ısınmanın nasıl hızlı ilerlediğini gözler önüne serme hikayesi. Eksi kırk derecede, ekipmanı kurmanın zorluğu, projeyi hayata geçirmenin lojistiği hepsi ayrı bir sıkıntı. Çok büyük zahmetlerle 12 kamera Grönland'a, 2 Montana'ya, 5 İzlanda, 5 kamera da Alaska'ya kurulur. James Balog, bilim adamları veya herkesin "dikkat küresel ısınma var" söylemlerini teorilerle veya bilgisayar modelleriyle değil bizzat dizlerindeki sakatlanmalara rağmen ve ailesinden uzakta geçirdiği uzun zaman dilimlerine inat, gözlemleyerek ve görüntüleyerek aktarmayı amaçlamış. İklim değişikliği kanıtlarıyla sunuluyor. Sırf görselliği için bile izlenebilir. Sadece bir şehir büyüklüğündeki buzulların üç yıl içinde hızla ortadan kaybolması. Yönetmen, yazar Jeff Orlowski' nin çekimlerini yaptığı film, iklim değişikliklerinin ne kadar tehlikeli boyutlarda olduğunu gösterir ve ürperten değişikliği gözler önüne serer.


Özellikle 17'inci ve 64'üncü dakikadaki muazzam tabiat olayını kaçırmayın derim. 39'uncu dakikada buzulların üzerinde rastladığımız, Orta Asya çöllerinden esen yüzey tozu. Yani doğal külün küçük karbon parçacıklarıyla karışmış bileşimi, yangınlardan, eksozlardan, kömür yakıtlı güç ünitelerinden gelen kurum parçacıkları. Simsiyah ve yoğun bir balçık kıvamında buzulları kirletmesinden ziyade siyah olduğu için güneşi buzullara göre daha bir yoğun çektiği için erimeyi de hızlandıran bir faktör. Filmin, 40'ıncı dakikada normal şartlar altında erimede dengenin nasıl sağlanabildiği, ancak ısınmanın arttıği için döngünün artık bozulduğu ve sürekli bir erimenin sözkonusu olduğu beni en çok sarsan kısmıydı.

Sadece bir belgesel değil, aynı zamanda geniş bir kampanyanın da parçası film. Alınabilecek sıradan önlemlerle küresel ısınmayı durdurmak, sosyal medya aracılığı ile siyasileri harekete geçirmek ve çevre olaylarında farkındalık yaratmak başlıca amaçları arasında. Fragman da aşağıda.








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder