8 Kasım 2015 Pazar

GIDA TERÖRÜ

Evimize marketten giren, ağzı kapalı, ambalajlı, paketli tüm ürünlerde biliyoruzki koruyucu katkı maddeleri mevcut. Şahsen ben bunu yıllar içinde en aza indirgemeye çalışsamda bir şekilde maalesefki tüketebiliyoruz.
Başta içecekler kola, gazoz, meşrubat türevleri, ice tea, limonata, meyve suları, enerji içecekleri vb. Hazır dondurmalar. Hiç dikkatinizi çekiyormu, özellikle yaz aylarında ne büyük bütçeli reklamlar dönüyor, şarkıcı konserleri, içeceğin kapağını getir, yok konseri bedava izle durumları. Ben bu reklamlarda yer alan şarkıcı, popçu her neyse kafadan siliyorum. Bu kadar içeriğinde zararlı maddeler olan bir ürün nasıl bu kadar empoze edilir ve cazip birşeymiş gibi sunulabilir? Limonatanı evde yap, sütünü köylüden al. Dondurulmuş gıdaları tüketme, mevsimine göre gıdalarını deep freeze koy. Evde salça yapamayabilirsin, zor ve zahmetli, o zaman köy pazarlarından satın al. Örnekler saymakla bitmez. Panço, cips satman için sana stand, dondurma, meşrubat için buzdolabı veren büyük dünya sermayedarları, firmalar, yani yeterki sat, yeterki tüket. Nasılsa üçüncü dünya ülkesiyiz, ne verirseniz onu yeriz.
Zaten bir tür biyolojik silah olan GDO'lu tohumlarla yeterince kötü hastalıklar yaygınlaştı. Niçin İsrail'le bilmem onlarca yıllık tohum anlaşmaları yapılır? Bunu bir anlayabilen varsa anlatsın. İsrail'de hiç kanser hastalığı olmamasıda ayrı bir muamma. Çok tatlı kârların döndüğü Organik Ürün yalanına kanmayın lütfen. GDO' lu bir tohumun ekildiği topraklarda artık istesenizde organik ürün yetişmez, taki 5 sene o toprağı nadasa bırakana kadar. Varmı böyle bir uygulama ya da bilinç düzeyi? Toprağın o kimyasallardan arındırılması gerekir önce. Organik ürün diye birşey yok, sadece daha az zehirli ürün var. Dünyada böyle temiz tarım arazileride çok kalmadı, bizde Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu toprakları nispeten. Tüm dünya sanayiye doydu ve tarım yükselen değer artık. Bazen kendi kendime 'Ver Doğuyu Kurtul' denilen yaygın sloganda acaba bu bâkir tarım arazilerinin payı varmı diye düşünüyorum. Bizi çürütüyorlar ve çocuklarımızı zehirliyorlar.
Hazır gıdalardaki katkı maddeleri E200 (sorbik asit), E201 (sodyum sorbat), E202 (potasyum sorbat), sırayla bu dizin taaa E297' ye kadar (fumarik asit) gidiyor. Araştırdıkça öğrendikçe dehşete kapılmamak mümkün değil. Peki napıcaz, hepimiz bahçıvan olup bahçe mi ekicez? Valla ne yalan söyleyeyim ciddi şekilde düşünmeye başladım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder