15 Kasım 2015 Pazar

TUTKUNUN VE ATEŞİN DANSI : "TANGO"

Arjantin'in milli dansı diyebileceğimiz, acıyı, nefreti, coşkuyu, hezeyanı, neşeyi, iktidarı, bireyselliği, tutkuyu, aşkı, bir olmayı, neşeyi, huzuru ve daha birçok duyguyu içinde barındıran bir dans türü. 1800'lü yıllarda Arjantin genelevlerinden çıktığı söylenen, fiziksel hakimiyetin yüksek, stillerin akıcı olmasını gerektiren bir danstır aynı zamanda. Kelimenin kökeni Latince 'dokunmak' anlamındadır. Videoda iki şey çok etkiledi, birincisi orkestra üyeleri ve izleyicilerin ortak tempo tutması ve o ah kırmızı elbise, dalgalanan, yerlere kadar uzanan, kıvrılan, salınan o kırmızı elbise.

Bizde tango deyince ilk akla gelen düğünlerde çalan 'la cumparsita'dır. Burada hepimizi bir gülümseme alır. Evlilik ve bir araya gelme gibi en özel günümüzde, sözlerinin tamamen ayrılık acısını anlatan bir parçanın çalınması bizim ülkemize mahsus bir durum olması nedeniyle. İstanbul'da bir gecede üç dört ayrı yerde milango geceleri düzenlenmekte. Katılmak için illa dansı bilmek veya dans etmek gerekmiyor, izleyici de olunabilir.

Dansı erkek yönlendirir, iki bedenin birbirini kovalayan, tamamlayan, takip eden deviniminde. Yüzler hüzünlü, bedenler neşelidir sanki. Bir kadın ve bir erkek bedeninin teması hem arzulu hem saygılı, hem benliğinden uzak hemde bakışmalarda kaybolurmuş gibi. Diğerlerinden ayıran sevişmek, terketmek, ağlamak, kavuşmak gibi birçok hissi yaşatabilmesidir. Özetle bir çiftin birlikte dans edebileceği en zor, en estetik, en güzel danstır."Uyum"un resmini en iyi çizendir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder