26 Eylül 2015 Cumartesi

EN BÜYÜK SERVET DÜŞÜNSEL ÖZGÜRLÜĞÜMÜZ

Yıllar içinde bir rahatsızlığım varmış benim. Teşhisi geç koyanlardanım. Öğrendiğim, okuduğum birşeyi devamlı anlatmak istemem. Karşımdakinin ilgisini bu konu çekermi çekmezmi, hiç dikkat etmeden. Vır vır vızıldama hali. Tedavi yöntemini buldum; burası. Zaten şablon olarak beynimde olan onlarca konuyu son bir gözden geçirip 'paylaş' tuşuna basmak. Ha bu bana ne kazandırır, beğenisi olurmu olmazmı, ticari bir kaygımmı var? Samimiyetle söylüyorumki hiç umurumda değil. Öyle yola çıkmak bilirim ki samimiyetimin önünde kocaman bir engeldir, bu işleride hiç kıvıramam.

Yazmak fiili çocuk yaşlarda hatıra defterlerimize 'bana kalbin kadar bu temiz sayfayı ayırdığın için çok teşekkür ederim' cümleleri ve araya sıkıştırılan birkaç maniydi benim için. Şimdi birazda tesadüfler ve daima karşıma çıkan iyi insanların yönlendirmesiyle kendimi bu mecrada buldum. Hani üç ay önce bunu söyleseler ne gülerdim herhalde. Yani plan, proje, hesap kitap sonucu olmadı bunlar. Okunma kaygısı değil bu, ben kendi oyun bahçemi kurdum, sonsuz evrende minicikde olsa kalıcı bir paraf atmış oldum, belki. Elbette geri dönüşler olunca mutlu oluyorum, ama kim olmaz ki? Çalakalem, kafama estiği gibi, bazen önemsiz bile sayılabilecek bir mevzuda bile. Bir kelime düşüyor bir anda aklıma ve o kelimeden birkaç hikaye, sonra kocaman bir dünya canlanıyor beynimde ve bu beni eğer oturup yazmazsam beynimi kurt gibi kemiriyor. Bir an bile rahat, huzur vermiyor, içimdeki sesler susmuyor. Moda akımlar, trendler beni bağlamıyor, ben bu kafalara giremem, ben bana iyi gelen birşeyi yapıyorum sadece. Düşünsel özgürlüğüm benim en büyük servetim. A' yı yazmaya oturuyorum Z' yi yazıp bitirmiş buluyorum kendimi, yani kendi rüzgarımda bile savrulma halim. Biliyorumki bu yolda en sevdikleriniz sizi yolda bırakırda, dünyanın herhangi bir köşesinde hiç tanımadıklarınız ileride sizin duygudaşlarınız oluverir.

Çocukluktan gelen hiç sıkılmadan insan hikayeleri dinleme, devamlı gözlem yapma ve filmi makinaya sarma halim. Karşıma çıkan iyi ve kötüler. Hepinizden güçlendim ben, dersler çıkardım, hiç bir şartta isyan etmedim, arabesk - kaderci söylemleri ağzıma almadım. Her mevzu bana yeni yollar, kapılar açtı. Ben sadece iyi gözle bakmaya çalıştım hayata ve kapanan kapının arkasındaki ışığı görmeyi o kadar istedimki, olmayan ışıklar belirdi bazen. Birçok kerede kapıları kendim kapattım. Sevdiklerim dualarınızda olayım. Evrenin yaratılışındaki kusursuz dengeye, olağanüstü hassas düzene ve hiçbir şeyin tesadüf olmadığına inanın. Öğrenmenin ve gelişmenin sonsuzluğunda, kendinize olan inancınızı asla kaybetmeyin.

                                             

                             










Hiç yorum yok:

Yorum Gönder