22 Ekim 2015 Perşembe

BU YAZI "SAÇ" BAŞ YOLDURUR


Saç dökülmesiyle ilgili, şimdi yok şu karışım, falanca yağlar, şu marka kozmetik ürünü, bu iksir diyebileceğimiz bir tek formül söyleyemeyiz. Olsaydı keşke. Yağ karışımları, yumurta sarıları, ampuller önemsiz diyemem fakat bunlar saçın dış yüzeyindeki hasarları geçici olarak onarır sadece. Hormonlar, saç boyatma, stres, yanlış beslenme, mevsim geçişleri, genetik faktörler, vitamin eksikliği gibi nedenlerden dolayı saç dökülmesi çok sık karşılaşılan bir dert. Saçımla sorunlarım bitmedi hiç ama tersinden. Yüzümün iki üç katı büyüklüğünde, kabarık, aslan yelesi gibi komik saçlarım olduğu için hayatım boyunca başımın üstünde bir ağırlık taşıyormuşum gibi yaşadım hep. Tara tara açılmaz, şekil vermek zor, toka tutmaz, inatçı. Benden apayrı bağımsız bir organ, kendi hükümdarlığında, kafasına göre takılıyor. Okula giderken saçım örülürken çok canım yanar vız vızlanırdım, abarttığım zannedilirdi. Tarağın tersini kafama yemişliğim vardır bu acımın üstüne. Tabi bu sefer daha çok ağlardım.

Bayanlarda saç dökülmesi ve dökülen saçın geri gelmemesi daha ender karşılaşılan bir durum. Erkeklerin işi biraz güçleşiyor bu anlamda. En sık karşılaşılan neden testesteron hormonunun  bir enzimle birleşerek değişim göstermesi. Bu hormon saçlara sinyaller gönderip güçsüzleşmesine neden oluyor.

Bir yetişkinin günde 50-100 adet saçı dökülebilir buda normal karşılanır. Dökülme artınca hangimizin psikolojisi bozulmaz ki? En büyük aksesuarımız, yüzümüze anlam ve hava katan saçlarımız için, daha işin başında PRP ve Mezoterapi gibi yöntemlerle orta vadede bir sonuç alınabiliyor. Baktık olmuyorsa "saç ekimi" son, en kesin çözüm yöntemimiz. Ekimde mikro motor, fue ve fut yöntemleri mevcut. Tabi maliyetli, zaman alan ve zahmetli bir çaba. Bence ne olsada önemli olan, kendimizle barışık olma halidir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder