15 Ekim 2015 Perşembe

NEYMİŞ NEYMİŞ? "FİTOTERAPİ" İMİŞ


M. Ö. 2000….. Al bu otu ye.
M. S. 1000…… O ot kötü, gel bu duayı oku.
M. S. 1250…… O dua batıl inanç, al bu iksiri iç.
M. S. 1500…… O iksirin ne faydası var, al bu hapı yut.
M. S. 1750…… O hap etkisiz, al bu antibiyotiği iç.
M. S. 2000…… O antibiyotik kimyasal, al bu otu ye.

Neymiş neymiş, fitoterapiymiş, hastalıkların tedavisi amacıyla bitkilerden faydalanılması ve etkilerinin araştırılması bilimiymiş. Bitkilerin hastalık tedavilerindeki rolü, yadsınamayacak bir gerçektir. Hangimiz en ufak bir soğuk algınlığında bitki çaylarına başvurmayız? Bizdeki detay genelde şifayı kaptıktan sonra içmektir. Oysaki soğuk algınlığından kansere kadar birçok hastalığın tedavisinde faydalı olan bu otların hasta olmadan günlük hayatımıza girmesi gerekir. 

Benim yeşil çay, adaçayı, kuşburnu krizim vardır mesela, içindede bir dilim limon ve bir kaşık bal vazgeçilmezim. Yıllar önce markasına bakmadan tattığım ve hala izini sürüp bulamadığım tarçın çayı, seni ve etkilerini hiç unutmadım, tek bildiğim İzmir'de üretildiğin ve İstanbul'da satılmadığın. Umutluyum tatmadığım tarçın çayı kalmadı, henüz sana ulaşamadım. Tek tek sayılamayacak kadar çok çeşidi bulunan ve ülkemizin doğal zengin bitki örtüsü sayesinde aslında millet olarak çok şanslı olduğumuz bu konudaki zenginliğimizin kıymetini bilelim. Bir nevi Tamamlayıcı Tıp Uzmanlığının konusu olan Fitoterapi, maalesef bizde aktarların elinde kontrolsüz reklam ve satış nedeniyle çokda hakettiği noktada değil. Peki biz napıyoruz, hemen bu otları hayatımıza sokuyoruz. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder