16 Ekim 2015 Cuma

GEREKSİZ UĞRAŞ YEMEK


Ay benim yemek yapma hallerim, şu yeryüzünde bütün dünya işlerini, ağır erkek işleride dahil, her işi sevipde bunu sevemeyişlerim, tarifleri kaybedişlerim, kadınlar arasında tarif konuşulurken kulak arkası etmelerim, dağılan dikkatlerim, 'hı hı' deyişlerim. Off ne gereksiz, zamanımı çalan uğraş. Marketten çarşıdan taşı, ayıkla, yıka, pişir, başını bekle, bir çırpıda tüket, sonra bulaşık ve çıkan çöplerini hallet. Üstün başın, saçın yemek koksun. İşin yoksa birde bunlarla uğraş.
Annem hep 'güzel yemek yapmak istiyorsan, yemekle birlikte pişmelisin' derdi. Yo, yo ben almayayım! İşte ne güzel insanın kapasitesini bilmesi ve bunu kabullenmesi iyi birşey. Yanmayan bir tencere, tava kaldımı evde diye bir sorun, yada hiç sormamış olun. Yazarken yoruldum ofki ne of.
Açlığa karşı tablet çıkmadımı daha, günde bir iki tane yutsak ve yemek konusunu bir daha hiç düşünmesek. Ümidimi kaybetmedim, teknoloji gelişiyor, bekliyorum. Ve daha gerçek ve gerekli işlerle vaktimizi geçirsek. Hiç bir işten utanmam, sıkılmam.
Hani diyorum yazsam, çizsem, notlar tutsam, aramasa kimse, çalmasa kapı, sosyal medyada kimseye sataşmasam, yazılarda, satırlarda kaybolsam, okusam, okusam. Tarifleri fırına attı yahu, müzik dinlerken yemeği taşırdı, buda benim kafadan. E birazda şaka tabi, mübalağası içinde.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder